Türkiye; tarihi, coğrafyayı ve Batı’yı şah damarından yakaladı. İşte mucizenin adresi burası. Bu nehir bizi okyanuslara taşır. Tek bir engel var, o da aşılacak. YPG’nin “oyalaması” bitecek. “İsrail Garnizonu” kapanacak.

“`html

Yazmaya, konuşmaya ve Türkiye’yi geleceğe hazırlamaya devam etmek zorundayız. Tarihimizin bu kritik dönemini sürekli gündemde tutmak, tüm zihinlerde canlı tutmak bir görevdir.

Gündelik tartışmalar ne yönde olursa olsun, içindeki anlaşmazlıklar ne kadar sarsıcı olursa olsun, Türkiye’yi oyalama çabaları ne kadar güçlü olursa olsun, tarih ve coğrafyanın sunduğu fırsatlara yatırım yapmalıyız. En azından küçük bir katkıda bulunmalıyız.

Kişisel hesaplarımız ve hayatlarımız bu devasa tarih geçişinde detaylar olarak kalsa da, bencilliğin ötesine geçerek geleceği şekillendirenlerden biri olmak için çabalamalıyız. Devlet ve kurumlarla yük paylaşmalı, bireysel olarak tarihe, vatana ve millete karşı sorumluluğumuzu hissetmeliyiz.

TÜRKİYE, TARİHİ COĞRAFYAYI

ŞAH DAMARINDAN YAKALADI.

Türkiye, tarihi şah damarından yakaladı. Yeni coğrafya geleceğini de aynı şekilde kavradı. Batı’nın iki yüz yıllık sömürü planlarını tam kalbinden vurdu.

Günümüzde Türkiye’nin yaşadığı her olay, her başarı ve her mücadele, hepimize şah damarımız kadar yakın. Bu durum, siyasi genetiğimizin bir parçası haline geldi.

Artık hiçbir şeyden uzak kalma lüksümüz yok. Gideceğimiz yerin bu dünyanın merkezi olması dışında bir seçeneğimiz yok.

TARİH VE COĞRAFYA DA TÜRKİYE’Yİ

ŞAH DAMARINDAN YAKALAMIŞTIR…

Artık uzak kalma imkânımız yok. “Beni ilgilendirmiyor” veya “Bana ne” diyerek kenara çekilme lüksümüz yok. Ulusal haritanın dışına çıkmayı düşünenler, mutlaka yüzleşmek zorunda kalacaklardır.

Türkiye, tarihi ve coğrafyayı şah damarından yakaladı. Buradaki mucizenin tam adresi, iki büyük nehrin kavuşma yeridir. Milletler, şehirler, nehirler ve ülkelerin hafızası burada buluşmaktadır.

BİN YILDA DOKUZ BÜYÜK ŞOK YAŞANDI.

İKİ İMPARATORLUKLA CEVAP VERİLDİ.

ÜÇÜNCÜ DALGA BAŞLADI, ŞU AN OLAN BU!

Bu birleşmelerin tarihin akışını değiştirdiğine geçmişte defalarca şahit olduk. Yeni bir başlangıcın zamanı geldi. Selçuklu ve Osmanlı’nın kuruluşundaki tarihi kesişme gibi, bu zamanda da birlikteyiz.

Bin yıl içinde üç büyük dönüşüm yaşadık. Her seferinde iki büyük imparatorluğun çıkışıyla karşılık verdik. Ama üçüncüsü için tarihte yeterince zaman yoktu, beklemek zorundaydık.

Şimdi üçüncü büyük dönüşüm süreci başlamış durumda. Öncekilerden daha büyük bir güç sıçramasına tanıklık edebiliriz. Siyasi, ekonomik, kültürel çevrelerin, toplumumuzun bu yeni duruma hazırlıklı hale gelmesi gerekiyor.

EN BÜYÜĞÜ, EN SARSICI OLANI

21. YÜZYILDA YAŞANACAK…

İNSANLIK TARİHİNE BAKIN,

HER ŞEY ÇOK HIZLI OLUR.

Bunların hayal olduğunu düşünenler, büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşacak. Gerçeklikten kopmalara neden olacaklar. Tarih, güç savaşları ve yıkımlarla dolu geçmişimizdeki dersleri iyi analiz etmeliyiz. Zihinsel körlük, geçmişe bağlı hüsranlar getirecektir.

Tarih boyunca büyük çatışmaların nasıl başladığını incelemek, gelecekteki olağanüstü patlamaların habercisidir. 21. yüzyılda, en büyük geçiş dönemlerinden birine tanıklık edeceğiz; bu durumu tahmin edebilenler, geleceği şekillendirenler olacaklardır. İşte biz; Türkiye, bu sürecin tam ortasındayız.

TARİHİN AKIŞINA BARİ TESLİM OLUN.

O NEHİR SİZİ OKYANUSA ULAŞTIRIR…

Toplumsal bilinci, kitlesel mobilizasyonu ve coğrafya ölçeğinde bir gelecek vizyonunu en üst düzeye çıkarmak zorundayız. Hiçbir şey yapmayanların tarih akışına teslim olmaları gerekecek. En azından buna inanmalılar. O nehir, onları okyanuslara götürecektir.

İçerideki çekişmeler ve ufak hesaplar, bu büyük dönüşümü durduramaz. Tarihin akışına direnenler tasfiye edilmek zorundadır. Türkiye’nin bunlarla oyalanacak bir zamanı yok.

Günümüzde Gazze’deki çatışmalar bizim şah damarımıza o kadar yakın ki, Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş ve Suriye’nin istikrarı, bu büyük yolun en önemli aşamalarından biri ve nihayetinde de bizim meselemizdir. Karadeniz’deki gelişmeler, Basra Körfezi ve Kızıldeniz’deki hareketlilik, Doğu Afrika’daki olaylar, hepimiz için çok yakın.

SON İKİ YÜZYILIMIZI ÇALAN BATI’NIN ARTIK O İMKANI YOK.

BİZE HARİTA ÇİZECEK GÜCÜ YOK.

Türkiye’ye giydirilen dar gömlek artık parçalanmıştır. O geçmişteki sınırlı bakış açısı değişmiştir. “Savunmada kalalım” düşüncesi artık geçerliliğini yitirmiştir. O korku, yılgınlık ve kaybetme korkusu sona ermiştir.

Son iki yüzyılımızı çalan Batı’nın artık bizlere dayatacağı bir proje yok. Yeni haritalar çizenler ve savaşları tetikleyenler artık yoklar. Artık mevcut iktidarlarını yitirmiş bir Batı ile karşı karşıyayız.

BATI GÜÇ KAYBINI İLİKLERİNE KADAR HİSSETTİ.

Onlar, güç kaybını hissetmekte ve Türkiye ile yakınlaşma çabasındalar. Suriye ile barış sağlama adına adımlar atıyor, ambargoları kaldırıyorlar. Ancak yeni bir denge kurma konusunda zorlanacaklar.

Türkiye ile yeni ortaklıklar kuran ülkeler, geleneksel dost-düşman tanımlarını gözden geçiriyor. Gelecek için başka bir seçenekleri yoktur.

Daha fazlası da ihtimal dahilinde. İsrail’e mesafe koyma zamanı geliyor; Avrupa’nın geleceğini hiçe saymadan hareket etmeleri gerekecek.

“İSRAİL GARNİZONU”NU KAPATMA ZAMANI GELDİ.

AŞILACAK TEK ENGEL KALDI.

İsrail Garnizonu’nu kapatma zamanı gelmiştir. Bu gerçekleştiğinde, bölgedeki güç ve refah sıçraması meydana gelecektir, çünkü son yetmiş yıl boyunca bütün savaşların kaynağı o garnizondur.

Yoksa çok büyük kayıplar yaşamak zorunda kalacaklar. Ancak akıllarına başvururlarsa, bunu görebilirler.

İsrail varlığı ve Suriye savaşı, coğrafyamızı kısıtlayan zincirlerdi. Suriye’de barış sağlanmadıkça, İsrail’in etkisi azalmayacak. Gazze’deki drama son vermek mümkün olmayacaktır.

YPG AYLARDIR TÜRKİYE VE SURİYE’Yİ OYALIYOR.

PKK, silah bırakma kararı aldı. Ancak bu sadece başlangıçtır. Uygulama nasıl gerçekleşecek göreceğiz. PKK, 20. yüzyıl güç haritasının bir ürünüdür ve artık ona ihtiyaç kalmadığı anlaşılmıştır.

Ancak YPG-PYD, yani Suriye’deki PKK, hem Türkiye’yi hem de Suriye’yi oyalamaya devam ediyor. Geçmişteki hatalarımızdan ders almak zorundayız.

ABD desteği azalmışken, Avrupa desteği tamamen kayboldu. Sadece İsrail desteğiyle varlıklarını sürdüremeyecekler. Çünkü İsrail, yeni bir dönemle karşı karşıya kalmıştır.

BU SORUN TEMELDEN ÇÖZÜLMEDEN

İSRAİL İLE HESAPLAŞMA YAPILAMAZ.

Bunun için Suriye’nin bütünlüğünü sağlamalıyız. Türkiye ve çevresindeki ülkelerin ortak savunma ve ekonomik işbirlikleri kurması lazım.

Suriye’nin huzura kavuşmadan, PKK terörü sona ermeden, İsrail ile bir hesaplaşma mümkün olamayacaktır. Durum böyleyken, bu hesaplaşmayı geciktirenler de bunun farkındadır.

BU BİR TSUNAMİ VE HERKES BİR SINAVI GEÇMEK ZORUNDA.

Artık regional ya da global güçlerin tarihi akışı durdurabilmesi imkânsızdır. Tek yapabildikleri, bu akışı yavaşlatmaya çalışmaktır.

Bizim görevimiz, bu süreci hızlandırmak, bilgeliği yaymak ve bölgemizin tarihine damga vuracak üçüncü büyük güç inşasına katkıda bulunmaktır.

Türkiye için en önemli siyasi hedef, bu geleceği inşa etmekte yatmaktadır. Hiçbir terör örgütü ya da siyasi parti, bu dönüşümün önünde duramaz. Bu geleceğe uyum sağlayamayan hiçbir düşünce veya hareket başarılı olamayacaktır.

Tüm liderler ve topluluklar, stratejilerini bu gerçekler etrafında geliştirmeli; geçmişte yaşananları unutmayarak yola devam etmelidir.

“`

Related Posts

Güney Afrika’dan kritik faiz kararı

Güney Afrika Merkez Bankası, 29 Mayıs 2025’te politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 7.25 seviyesine düşürdü. Mart ayında faizleri sabit tutan banka, bu hamlesiyle ekonomik yavaşlamayı dengelemeyi ve fiyat istikrarını korumayı hedefliyor …

ABD’de işsizlik maaşı başvuruları yükseldi

ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 24 Mayıs ile biten haftada 240 bine yükselerek piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti.

Spot piyasada doğal gaz fiyatları (29 Mayıs 2025)

Enerji Piyasaları İşletme AŞ verilerine göre, dün spot doğal gaz piyasasında işlem hacmi 6 milyon 640 bin 440 lira oldu. Bu tutar, önceki gün 7 milyon 563 bin 953 lira olarak açıklandı. Spot doğal gaz piyasasında dün 1000 metreküp doğal gazın …

İstilacı zararı 2.2 trilyon dolar

Dünyada nehirleri tıkayan bitkilerden hastalık yayan böceklere kadar, istilacı türlerin ekonomik maliyeti çıkartıldı.

Yeni Şafak’tan Mehmet Şimşek’e salvolar sürüyor: ‘Dayanabilirsen dayan Ali Cabbar!’

İktidara yakın Yeni Şafak gazetesi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelik eleştirilerini sürdürüyor. Gazete “Dayanabilirsen dayan Ali Cabbar!” başlıklı yazıda ekonomi politikalarını sert biçimde eleştirdi. Albayrak Grubu’na ait gazetenin eleştiri dozunu artırması, grubun 7 farklı sektörde faaliyet gösteren şirketlerinin artan faiz ve döviz kurundan olumsuz etkilenmesiyle açıklanıyor.

Yerlikaya Papara çarkını anlattı: Binlerce hesapta milyarları böyle çevirmişler

Soruşturma kapsamında örgüt lideri ve örgüt üyelerine ait olduğu belirlenen başta PPR Holding Anonim Şirketi olmak üzere toplam 8 şirkete el konuldu, şirketlere kayyum atandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen yasadışı bahis …