Ücretleri asgari ücretin altında kalan, sosyal güvenlik desteğinden yararlanamayan seslendirme sanatçıları seslerini duyurabilmek için bir günlük iş bıraktı.
Sözcü’den İsmail Akın’ın haberine göre ücretleri asgari ücretin altında kalan seslendirme sanatçıları bir günlük iş bırakarak seslerini duyurdu.
Oyuncular Sendikası’ndan konu hakkında yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Son yıllarda küresel olarak meydana gelen olağanüstü gelişmelerle birlikte özellikle ülkemizdeki hiperenflasyon neticesinde artık işimizi yapamaz hale geldik. Bütün yaşamsal ihtiyaçlarımızın yüzde 300-500’lere varan oranlarda arttığı bir dönemde bırakın kendimizi geliştirmek ya da belli bir entelektüel seviyeyi korumayı, hayatta kalmak için gereken masraflarımızı bile karşılayamaz haldeyiz. Bağlı çalışan olması gerekirken serbest meslek erbabı olarak çalışmaya zorlanan diğer tüm performans sanatçıları ve oyuncular gibi biz seslendirme oyuncuları da kendi vergi ve sosyal güvenlik primlerimizi kendimiz ödemek zorunda kalıyor, işsiz geçirdiğimiz dönemlerde hiçbir sosyal güvenlik desteğinden yararlanamıyoruz. Bugün artık birçok seslendirme oyuncusunun cebinden ödemek zorunda kaldığı vergi ve primler düşüldüğünde, sanatçıların ortalama aylık kazancı ne yazık ki asgari ücret ve açlık sınırının altında kalmaktadır. Bu olağanüstü ekonomik koşulların ülkedeki bütün kurum, şirket ve şahısları etkilediğinin farkındayız.”
“Türkçe seslendirme ve dublajın geleceği ciddi anlamda tehlikeye girmeye başladı”
“Talep ettiğimiz ve daha önemlisi bize söz verilen küçük adımların bile atılmıyor oluşu, bizim iyi niyetli ve yapıcı bir yaklaşım ile ortak bir paydada buluşma çabamızın suistimal edildiği hatta belki de kale alınmadığını gösteriyor. Sektörün tüm paydaşları ile çalışıp birlikte daha iyi şartlara gelme amacıyla çıktığımız bu yolda, biz gün geçtikçe hakkımız olandan uzaklaşırken, başkalarının bu şartlardan bize oranla çok daha az etkilenmesi veyahut hiç etkilenmemesi burada büyük bir adaletsizlik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Seslendirme oyuncularının yaşadığı bu ekonomik adaletsizliğin yanında son dönemde, mesleki kalitenin erozyona uğramaya başlaması ve yapay zeka kaynaklı teknolojilerin kontrolsüz ve denetimsiz biçimde büyüyerek seslendirme mesleğini tehlikeye atacak konuma gelmesi sonucu, Türkçe seslendirme ve dublajın geleceği ciddi anlamda tehlikeye girmeye başlamıştır.”
“Bu noktada kamu otoritesini ve yasama organını oluşturan siyasileri, seslendirme mesleğinin kalitesini koruyacak ve özellikle yapay zekanın kontrolsüz kullanımının önüne geçerek mesleğimizin geleceğini garanti altına alacak tedbirleri almaya ve uygulamaya ivedilikle davet ediyoruz. Seslendirme oyuncuları olarak biz, yine sendikamız çatısı altında kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz ve 2024 yılı için seslendirme oyuncularının insan onuruna yakışır koşullarda çalışmasını sağlayacak taleplerimizi stüdyolar ve üst işveren konumundaki yayıncılara, platformlara ileteceğiz.”
“Bir gün çalışmayıp sessiz kalıyoruz”
“Bu noktada tüm kamuoyuna şunu açık yüreklilikle söylemek isteriz, seslendirme oyuncularına insan onuruna yakışır çalışma koşulları sağlanmadığı, mesleki erozyonun önüne geçecek tedbirler alınmadığı ve yapay zekayla ilgili düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmediği takdirde Türkçemizi korumada temel rol oynayan ve geçmişten beri dünya çapında başarılarıyla gündeme gelen Türkçe dublaj yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu tehlike karşısında, kendimizi ve mesleğimizi korumak için sesimizi yükseltmemiz elzemdir!”
“Her daim sesi ile var olan biz seslendirme oyuncuları, yukarıda saydığımız sebeplerden ötürü Türkçe seslendirme mesleğinin yok olma tehlikesine kamuoyunun dikkatini çekmek için gelecekte tamamen susmamak adına bir gün çalışmayıp sessiz kalıyoruz. Ses çıkarmayı ve doğru sesi, doğru yerde çıkarmayı en iyi bilenler olarak bu kez sadece susuyoruz. İhtiyaç duyulan adımlar atılmadığı takdirde bu sembolik sessizliğimizin her yerden duyulacak bir çığlık hâline geleceğinden emin olabilirsiniz. Umuyoruz ki bu mesajımız hem kamuoyu hem ilgili kamu otoriteleri hem de sosyal partnerlerimiz nezdinde net biçimde anlaşılır. Sesimiz hakkımızdır.”